5 Kasım 2014 Çarşamba

ULUSAL SİYASETÇİLER KOMÜNİST REJİM ÖLMÜŞTÜR : KÜRTÇÜ ve TÜRKÇÜ POLİTİKACILAR YENİ ŞARTLARA İNTİBAK EDECEKLERİNE ESKİ TÜRKİYE’NİN ESKİSİ OLARAK KALMAYA DEVAM ETMEKTEDİRLER.

Kürt meselesini doğru okumak

Medeniyet planında Marmaray nasıl ki çağın eseriyse; siyasi alanda da çağın hizmeti Barış Süreci’dir. Kürt problemi, hemen hemen cumhuriyetle yaşıttır. Asrın bu ihtilafının hâlline dair neredeyse ümitlerin kalmadığı, sıra sıra tabutların taşındığı bir zamanda Barış Süreci çıkageldi.

Önce Oslo görüşmeleriyle başladı. Bundan dolayı MİT müsteşarının başı az kalsın derde giriyordu. Sonra Barış Açılımı dendi. Nihayetinde Barış Süreci gündeme oturdu. Bu neticeyle birlikte son iki senedir kan durmuş, Türk ve Kürt olarak bu ülke gençleri ölmez oldu. Selahattin Demirtaş’ın o sorumsuz “sokağa çıkın” çağrısı üzerine meydana gelen ölümlü, mal kayıplı 6-7 Ekim olayları bile güzel gidişata darbe indiremedi.

Fakat bu olay, gerçekleri isbatladı:
-HDP Türkiye Kürtlerinin değil, Kürtler içinde bir azınlığın partisidir. Militanlar dışındaki aklı başında Kürtler bu çağrıya uymamışlardır.
-Hükümet, taviz vermeden yoluna devam etmektedir.
-Geniş Kürt nüfus, sosyalist, dinin karşısında veya dine mesafeli ütopik Kürtçülerin değil Türkiye doğrularının yanındadır.

-Meclisteki Kürt politikacılar, Kandil Dağı ile İmralı Adası arasında savrulmaktadır.
-Kürtçü siyasetçiler, Marx, Lenin, Stalin, Mao vs. sosyalist nazariyat ve tatbikatçılarıyla komünist romantik gerillaların öldüğünü, Demir Perdenin yıkıldığını, komünizmin çöktüğünü görememektedirler.

-Kürtler değil, Kürtçüler, Kürtçü politikacılar yeni şartlara intibak edeceklerine eski Türkiye’nin eski Kürtleri olarak kalmaya devam etmektedirler.
-Abdullah Öcalan 15 senedir hapishanede olduğu hâlde gerçekleri, Kürtlerin menfaatlerinin nerede olduğunu Kandil, Ankara ve Avrupa’daki Kürt yoldaşlardan daha iyi okumaktadır.

-Ulusalcı Türkler bugün nasıl ki bir küçük zümre hâline gelmişse ulusalcı Kürtler de aynı konumdadır.
-Ulusalcı Kürtler, yerli olmaktan ziyade adamına, mevkiine ve şartlara göre, Şam’ın, Tahran’ın, Moskova’nın ve değişik Batı başkentlerinin etkisindedir.

DEVAMI :

Şu kesin gerçektir ki ulusalcı Türkleri de ulusalcı Kürtleri de yeni zamanın şartları sahneden süpürüp atacaktır. Kürt hareketi, kendi içinde yerli, sağduyulu, gerçekçi bir değişime muhtaçtır. Bugün yabancılara yaslanmış, oralardan kuvvet alan Kandil Kürtçülüğü, yabancılaşmış Avrupa Kürtçülüğü ve yerini bulamayıp oraya-buraya savrulan sokağa çıkın çağrıları yapma cinnetlerine düşebilen HDP, Kürtlerin temsilcisi değildir. Bundan böyle bütün Türkiye’de diğer vatandaşların temsilcisi hangi parti veya partiler olacaksa güneydoğunun temsilcisi de onlardır. Bir başka söyleyişle Türkiye partisi olamayan partiler avcılar kulübü olurlar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu fırsatı yakalayan HDP çöpe gitmiş sol söylemler uğruna bu fırsatı kaçırmıştır.

TÜRKİYE GAZETESİ / Rahim ER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder