İsrail askerleri 1967’den beri ilk kez Mescid-i Aksa külliyesinin
ana mihrabının bulunduğu kubbenin altına girdiler dün.
Müslümanların en kutsal mabedlerinden biri 300 İsrail askerinin
postallarının altında kaldı. İsrail askerleri, daha da ileri giderek Mescid’i
Aksa’nın mihrabını çiğnediler.
İsrail’in Müslümanların bam teline basmak için bunu yaptığı açık.
Cumhuriyetçilerin ABD’de tarihi bir zafer kazanmasına denk gelen
bu tahrik enteresan.
Ortadoğu’yu zor günler beklediğini yazıp duruyorum ama bu yeni
gelişmeler daha da zor günlerin habercisi.
Tabii artık Ortadoğu’dan ayrı düşünülemeyecek Türkiye için de zor
günler gelecek.
Amerika ve İsrail’in Türkiye’ye karşı bilendiğini artık tüm dünya
biliyor.
Görünen planlarının yanında muhakkak görünmeyen ve perde altından
işlettikleri onlarca plan vardır.
Şu an Suriye ve Irak’ta kendiliğinden görünen ve çeşitli toplumsal
ve sosyal olaylarla açıklanmaya çalışan IŞİD, PYD gibi hadiselerin hepsinin
arka planında bir büyük strateji ve emek var.
Büyük İstihbarat Teşkilatları bir oyun kurdular ve sahnelemeye
çalışıyorlar.
Bu kapandan kurtulmanın yolunu bulmak zorundayız.
Tabii ellerinde her türlü imkan var.
PKK’yı da içeride kullanmaya başladılar. Yakında başka unsurları
da devreye sokacaklar.
Türkiye’nin artık bölgeye bütüncül bakmaktan başka çaresi yok.
Başbakan Ahmet Davutoğlu zaten öteden beri Türkiye’nin bölgesel
politikalarına bütüncül bakan birisi.
Kaderin bir cilvesi olarak Türkiye’nin dış politikada en büyük
sorunları yaşayacağı konjonktürde Başbakanlık koltuğuna dış politikayı ülkede
en iyi bilen isimlerden biri seçildi.
Tabii iç politika da bir o kadar önemli.
Yaşanan hararetin AK Parti Kampı’na da yansımaları olduğunu
okuyoruz gazetelerden. Fikirlerin açıkça ortaya konması sorunların
çözülebilmesine dair umutları diri tutar.
İç politikada özellikle Kürt meselesi ve PKK’nın şiddet
olaylarının kamuoyuna yansıması konusunda Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da
bir o kadar büyük şans.
Önceki gün HDP’ye yapılan saldırı ve bir HDP yöneticisinin ağır
yaralanması, Türkiye’de sert bir milliyetçi dalganın yükseldiğinin işaret
fişeği.
PKK kanadından durmaksızın devam eden tahrip söylemleri ve tahrik
eylemlerinin bu neticeleri doğurması kaçınılmaz.
Milliyetçi dalga ve Ortadoğu’daki hamleleri Davutoğlu ve Akdoğan
birlikte doğru mecraya döndürebilir.
Ortadoğu’ya genel olarak bakarsak milletin özlemi olan vahdetin
sağlanmasının ne kadar hayati olduğunu bir defa daha görüyoruz.
Sorunlar artık hükümetler boyutunu aşmış düzeyde.
Toplumsal, sosyal ve insani yönleri var.
Her birimizin elini taşın altına koyması ülkemiz ve milletimiz
için hamleler yapması, vahdetin sağlanması adına hareket etmesi gerekiyor.
Kimin elinden ne geliyorsa ortaya bugün koymalı.
Aksi takdirde mihraptaki İsrail postalları eksik olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder