11 Ağustos 2015 Salı

KÜRT ANNE’DEN PKK’YA AÇIK MEKTUP : Evlatlarımızı kaybediyoruz, çocuklarımızı kaybediyoruz, kızlarımızı, erkeklerimizi kaybediyoruz… Teker, teker kaybediyoruz yeniden, geçmişte 55 bin insanımızı kaybettik, son otuz yılda yüz bine yakın insanımız sakat kaldı. Milyonlarca insanımız yoksulluk içerisinde göç etmek durumunda kaldı,


Kürt siyasetini yakından takip eden bir dostum bana bu mektubu yolladı. Bu mektup bir Kürt annenin duygularını yansıtıyor.

Mektup şu şekilde: “Bu satırları evlatları olan bir anne, bu topraklarda yaşayan köklü bir ailenin kadını olarak, acı ve gözyaşları içerisinde yazıyorum… Evlatlarımızı kaybediyoruz, çocuklarımızı kaybediyoruz, kızlarımızı, erkeklerimizi kaybediyoruz…

Teker, teker kaybediyoruz yeniden, geçmişte 55 bin insanımızı kaybettik, son otuz yılda yüz bine yakın insanımız sakat kaldı.

Milyonlarca insanımız yoksulluk içerisinde göç etmek durumunda kaldı, bu sadece bir göç değildi, kelimelerle izah edilemeyecek büyüklükte dramlarında hikâyesiydi aynı zamanda.
Büyük şehirlerin gettolarında kaybolan yüz binlerce çaresiz insanında hikâyesiydi, hiçbir geleceği olmayan genç kızların acımasız hayat şartlarında bedenlerinin ve ruhlarının paramparça edilmesiydi de.

Yaşadık bunları, gün be gün ve çaresizce, bunlar yetmedi mi, bizlere, sizlere, daha ne kadar acı çekeceğiz, daha ne kadar gencecik evlatlarımızı toprağa vereceğiz.

Yoksa onlar sizin evlatlarınız olmadığı için mi, şiddetin dışında bir arayışa izin vermiyorsunuz.
Dünün devleti “inkâr, asimilasyon ve katliam yapıyor, bize siyaset yapma imkânı bırakmıyor, demokratik haklarımızı kullandırmıyor” diyordunuz.
Ya şimdi. Ellinizi vicdanınıza koyun, daha dün 6 milyon oy aldınız, 80 milletvekili kazanarak meclise girdiniz, o aşılmaz denilen yüzde 10 barajını aştınız, Türkiye’nin her yerinden insanlar size oy verdi, hem de sizinle müzakere eden bir lidere düşmanlık stratejisi uygulamanıza rağmen.
Bugün iktidarın hataları, yanlışları diyorsunuz, peki siz neden doğrusunu yapmıyorsunuz, neden şiddet dışında bir tercihiniz yok, neden barışçıl siyaset yapmakta ısrar etmiyorsunuz. Hiç düşündünüz mü?

Siz neden meclistesiniz, neden belediyelerdesiniz, neden siyasi parti kurdunuz. Sorunlarımıza barışçıl siyaset ile değil de şiddet üzerinden çözüm arayacaksanız, sizin dünün devletinden ne farkınız var o zaman.

Geçmişte devlet adına birileri ev yakıyordu şimdi siz yoksulların araçlarını, iş yerlerini, ekmek teknelerini yakıyorsunuz. Onlar dün herkes Türk’tür diyordu, bugün siz herkes PKK’lidir diyorsunuz.

Sizin Kürtlere yani bizlere bu topraklarda yaşayan diğer halklara huzurlu bir gelecek vaat etmeniz gerekirken, bugün yine insanlarımız geride bıraktığımız asırda kalmış silahlı devrimci halk savaşı yüzünden tekrar göç etmeye başlıyor.

Bu mu bize sunduğunuz özgürce yaşam, söyler misiniz? Hiç mi etrafınızda gerçek dostunuz yok, size demiyorlar mı daha bir ay öncesinde hem dünyada hem de Türkiye de herkes sizi terörizm tanımından çıkarmaya çalışıyordu.
Şimdi yaptıklarınızı gerek ABD, gerekse de AB ülkelerinde görülmeye başlandı, bu mu doğru strateji. ABD yönetimi sizin bu şiddet politikanız nedeniyle PYD’yi bile taktik bir ilişki örgütü halinde görmeye itti. PYD’yi bile harcadınız, kabul edin en acemi strateji hatasını yaptınız.
Etrafınızda tek bir dost bırakmadınız, tabii İran ve Suriye hariç, onlar da asla Kürt dostu olmayan iki zalim devlet.

Bu kadar mı şaşırdınız, basit bir yanlışa kapıldınız, sizden tek bir şey istendi, tek bir şey, Türkiye’ye karşı silah kullanmaktan vazgeçin diye. Bir cümle hepsi bu, Türkiye’nin Kürtlerle bir düşmanlığı yok, bunu Irak’ın Kürdistan askeri gücü olan Peşmergeleri eğitmesinden Kobani’ye ağır silahları sokmasından biliyorsunuz.
Hatta 6-8 Ekim de yaşanan olaylar sonucu 50 insanımızın hayatını kaybetmesine rağmen, devlet geçmişte yaptığı gibi yapmadı,
Öcalan aracılığıyla saldırıları durdurmanızı istedi, eğer dünün devlet anlayışı olsaydı o gün taş üstüne taş bırakmazdı. Bunu en iyi sizin bilmeniz gerekiyor, ama bilmezlikten geliyorsunuz. Artık yeter, edi bese.

Hepimize ve kendinize daha fazla acı yaşatmadan, Türkiye’ye karşı silah kullanmaktan vazgeçin. Bugün sorunları barışçıl demokratik yöntemlerle çözme zamanı, siyasi gücünüz bunu yapabilecek durumdadır.”

YENİ AKİT / Sinan Burhan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder