8 Haziran 2015 Pazartesi

YANILAN KİM, KANDIRILAN KİMLER? : Haçlılar zafer kutluyor! 7 Haziran seçimleri öncesinde her ortamda Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldıran haçlı ittifakı seçimlerin ardından zafer kutlaması yaptı ve yine Erdoğan'a saldırdı...


İLK DARBE ABDÜLHAMİD’E YAPILMIŞTI

SON DARBE

YENİ YÜZYILIN İSLAM SANCAKTARI LİDERİ OLAN

ERDOĞANA YAPILMAYA ÇALIŞILIYOR .

Ana akım gazetelerin çoğunun baş sayfadan yayımladığı haber ve yorumlarda HDP nin başarısı vurgulanırken, seçimden ilk sırada çıkan AK Parti nin aslında kayıp yaşadığı belirtildi.


La Repubblica gazetesi haberi baş sayfadan iki yorum yazısıyla verdi.

SELAHADDİN EYYÜBİ DURDURULDU


Adriano Sofri imzasıyla yayınlanan yorumda "Yeni bin yılın Selahaddin Eyyübi'si son metroda durduruldu" başlığı kullanıldı.

Erdoğan'ın bir mitinginde Kudüs'e İslam bayrağı dikmekten söz ederek Selahaddin Eyyübi'nin adını andığı hatırlatıldı.

"SULTAN'A ŞAMAR"


Aynı gazetede Marco Ansaldo imzalı yazıda ise "Sultan'a şamar. Türkiye'de heyelan ve dönüm noktası" başlığını kullanıldı.

Yazıda "Beyaz gömlekli bir Kürt'ün temiz yüzü ilk kez Türkiye meclisine giriyor ve Sultan'ın kibrini yerle bir ediyor. Sakin bir konuşma tarzına sahip olan, azınlıkları, kadınları ve eşcinselleri savunan Selahattin Demirtaş, seçim kampanyasında reddettiği Erdoğan'a kafa tutuyor. Hilal ülkesi (Türkiye) için bir devrim" denildi.



İsrail 'de seçim sevinci


7 Haziran seçimi öncesinde kirli ittifaklar kuran ve kapalı kapılar arkasında planlar yapan karanlık güçler Ak Parti'nin tek başına iktidar olamamasına büyük sevinç yaşadı. Paralel örgütün güneydeki sevdiği ülke İsrail  basını Türkiye'deki seçimleri 'İstanbul'a dönüyoruz' başlığıyla verdi...



İsrail de seçim sevinci
7 Haziran seçimi öncesinde kirli ittifaklar kuran ve kapalı kapılar arkasında planlar yapan karanlık güçler Ak Parti'nin tek başına iktidar olamamasına büyük sevinç yaşadı. Paralel örgütün güneydeki sevdiği ülke İsrail basını Türkiye'deki seçimleri 'İstanbul'a dönüyoruz' başlığıyla verdi...




Yıllardır Filistin topraklarında işgal politikası güden, on binlerce Filistinli ve Gazzeliyi katleden İsraile 'e en sert tepkiyi veren ülke olan Türkiye'deki seçimlerin sonucunda oluşan belirsizlik, bu ülkede sevince neden oldu. Haber7'nin haberine göre, seçim sonuçlarını an be an yayınlayan İsrail medyası, resmi olmayan sonuçların belli olmasının ardından adeta kutlama yaptı.

12 yıllık iktidarlığı döneminde İsrail'e ve onun politiklarına karşı çıkan Ak Parti hükümetinin yeni dönemde tek başına iktidar olamayacak olması en çok İsrail'i sevindirdi. İsrail medyası, seçim sonuçlarını 'Erdoğan gitti, artık daha güçlüyüz' sözleriyle yorumladı.

'AK PARTİ İSRAİL'İN KARŞITIYDI'

Başbakan Binyamin Netanyahu'ya yakınlığı ile bilinen 'İsrael Today' gazetesi, seçimlerin sonucunda halkın 'Erdoğan'a hayır' dediğini duyurdu. Söz konusu gazete, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek şekilde Türkiye'deki seçimlere gazetenin ilk üç sayfasında genişçe yer verdi. Yapılan analizlerde Ak Parti'nin 12 yıllık iktidarında İsrail'e yönelik karşıt politikaları toplandı. Gazze konusunda İsrail'e baş kaldıran bir hükümet olarak tanımladı.









'
İSRAİL'E SALDIRARAK OY TOPLADI'

'İslamcılardan Erdoğan'a destek yok' ifadesini kullanan gazete, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugüne kadar İsrail karşıtı söylemlerle oy toplamaya çalıştığını yazdı.

'YENİ DÖNEMDE RAHATIZ'

Gazete, Mısır'da Mursi'nin partisi Hürriyet ve Adalet Partisi'ne yakınlığıyla tanımladığı Ak Parti'nin İsrail'le ilişkilerinin çok kötü olduğunu belirtti. Ak Parti'nin iktidar olduğu dönemde Yahudilerin Türkiye'de korku içinde yaşadığını da ifade eden gazete, HDP'nin meclise girmesiyle yeni dönemde bunun daha farklı bir hal alacağını yazdı.

'İSTANBUL'A DÖNÜYORUZ'

Ak Parti'nin 'terör örgütü' olarak nitelendirdiği Hamas'ın en büyük destekçisi olduğunu ifade eden gazete, iki ülke ilişkilerinin son yıllarda kötü olduğunu, bu sebeple İsrailli turistlerin Türkiye'ye gidemediğini yazdı. 'İsrael Today' iktidardaki belirsizlikle birlikte kendilerine fırsat açıldığını belirti ve 'İstanbul'a dönüyoruz' başlığı attı.

Netanyahu'ya yakın gazete, İsrailli turizm firması 'Over Tour'un başkanı Yahuda Zefarni'nin, Türkiye'ye giden vatandaşların sayısının önümüzdeki dönemde inanılmaz bir artış göstereceğini, sadece bu yıl Türkiye'ye 100 bin İsraillinin gitmesini beklediği sözlerini aktardı.
Türkiye'de Doğan ve Cihan medyasının yoğun desteğini alan HDP, İsrail'de de büyük destek görüyordu. Sonuçların ardından İsrail hükümetinin Gazze'ye yönelik baskılarını artırması, Filistinlilere gözaltıların artması ihtimali doğdu.


Selahattin Demirtaşın'ın Beyaz Türklerin desteklediği bir proje olduğuna dikkat çeken Kuzu,Abdülhamid Han 'a da aynı şeytani formülü uyguladılar. Bunun sonucunda o dönem topraklarımızın 25 katını kaybettik" dedi. İşte o açıklamalar:


"POLİS KOLEJLERİNDEN HDP'YE OY"

 Demirtaş bir projedir. 


Çözüm sürecini tıkama projesidir. Öcalan'ı bir kenara çekme projesidir. Çünkü Demirtaş çözüm istemiyor. Bunu bilelim. Bir tarafı o. İkincisi 17-25 Aralık operasyonları, Gezi olaylarında durdurulmaya çalışılan devasa projeleri kilitleme ve kenetlenmeydi Demirtaş etrafında toplananlar. Dediler ki "Kemal'den falan fayda yok. Zaten MHP'nin durumu da belli. Beyaz Türkler Demirtaş'ı oraya koydu. 

PKK'nın siyasi uzantısıydı HDP. 50 bin kişinin ölümüne sebep olmuştur. Bundan sonra göreceğiz ne yapacaklar? AK Parti'yi aşağıya çekme hesabı aylar öncesinden yapıldı. Emanet oylar falan Kürt oyları değil. Etiler, polis kolejlerinden ummadık yerlerden oylar geldi HDP'ye. Türkiye'nin bölgesinde küresel güç olması birçoklarını rahatsız etti. İçerde Aydın Doğan'ı rahatsız etti. Paralel uzantılar hep birlikte bir araya gelip şeytani formülü tutturdular.

YANILAN KİM, KANDIRILAN KİMLER ?


"20 PARTİ ABDULHAMİD'İ HEDEF ALMIŞTI"




> Bu aslında Abdülhamid Han döneminde 20 parti vardı. Hepsinin hedefi Abdülhamid'i götürmekti. Sonrası ne olacak denildiğinde 'Bakarız' diyorlardı. CHP'nin ataları İttihat Terakki'ye geldi. Osmanlı'nın sonunu getirecek icraata imza attılar. Toprakların da 25 katını kaybettik.


ABD'li Musevi bir ailenin yönettiği New York Times'ın Türkiye için başlattığı karalama kampanyası, Sultan Abdülhamid dönemine dayanıyor.


İşte New York Times'taki Abdülhamid haberi




1851'de gazeteci ve politikacı Henry Jarvis Raymond ve bankacı Geroge Jones tarafından New York'ta kurulan New York Times, dünyanın en köklü gazetelerinden biri haline geldi.

NYT'NİN TARİHİ SKANDALLARLA DOLU

Gazetenin sahibi, 1896 yılından bu yana Musevi kökenli Sulzberger Ailesi. 18 farklı yayına da sahip olan 'The New York Times Company'nin tarihi, 1,5 milyona yaklaşan tirajına rağmen skandallarla dolu.

ABD HÜKÜMETİYLE DAVALIK OLDU

Gazetenin tarihindeki en büyük skandal ise ABD'li bir kamu görevlisi olan L.B. Sullivan ile ilgili 29 Mart 1960'da iftiralarla dolu bir haber yayınlaması oldu. Bu iftiralar dolayısıyla para cezası ödemeye mahkum edilen gazete, 1971'de 'Pentagon Belgeleri' yazı dizisi dolayısıyla ABD hükümeti tarafından dava edildi.

ERDOĞAN'A ELEŞTİRİLER

The New York Times, seçimler öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hadsiz eleştirilere başlayarak "Türkiye'nin baş basın eleştirmeni" başlıklı bir yazı yayınladı. Gazete "Türkiye'nin liderine göre, New York'tan yapılan eleştiri yayımlanmaya uygun değil" diyerek kışkırtıcı bir rol üstlendi. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra 'Erdoğan'ın gücünü artırmasının Türkiye'yi belirsizliğe sürükleyeceğini' yazdı.

TÜRKLER TEHDİT ETTİ İDDİASI

2014 Eylül'de akılalmaz bir iddia ortaya atan gazetenin Yayın Yönetmeni Dean Bauet, Türk yetkililerin muhabirlere yönelik tehditler savurduğunu iddia etti. Daha sonra ispata davet edilen Bauet sessizliğe büründü.

ERDOĞAN'I DÜŞMAN GİBİ GÖRÜYOR

Aralık 2014'te de yine Erdoğan'ı hedef tahtasına koyan gazete, Türkiye'de medyaya yönelik operasyonlar yapıldığını ve bunun 'paranoya siyasetinin bir parçası olduğunu' iddia etti. 

Gazete, Paralel Yapı'ya karşı gerçekleştirilen operasyonların ardından "Erdoğan, paralel evrende yaşayan despot bir lider imajı çiziyor" hakaretinde bulunmuştu. 23 Mayıs 2015'te 'Türkiye üzerinde kara bulutlar' adlı bir yazı yayımlayan New York Times, şunları yazdı: "Erdoğan doğruyu söyleyenlere karşı hasmane bir tavır takınıyor gibi. ABD ve NATO müttefikleri onu bu yıkıcı yoldan geri döndürmeye çalışmalı."

İşte gazetenin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ifade ettiği Abdülhamid, Menderes ve Özal için yazdığı hakaret ve iftira dolu haber başlıkları ve yazılar:

"ABDÜLHAMİD İMPARATORLUĞU SATTI" DEDİLER

- 19 Aralık 1886: 'Sultan Abdülhamid komplocuların ve ajanların gölgesinde halkının saygısını kaybetti.'
- 15 Mart 1892: 'Sultan Abdülhamid'e karşı planlanan suikast girişimi büyük heyecan yaşattı.'
- 3 Kasım 1895: 'İmparatorluğu'ndaki son 20 yıla bakıldığında, Sultan Abdülhamid'in Hristiyan halkından daha büyük bir düşman görmediği açık...'
- 20 Kasım 1895: 'Abdülhamid'in emriyle Harput'a giren Kürt süvarileri Hristiyanları katletti.'
- 24 Ocak 1896: 'Abdülhamid İmparatorluğu Rus Çarına sattı.'
Ayrıca gazete sözde Ermeni Soykırımı konusunda Abdülhamid'i karalayan yüzlerce haber yaptı.

MENDERES'E KARŞI DARBEYİ KIŞKIRTTILAR

- 19 Nisan 1953: 'Türkiye'nin ekonomisi zora girdi. Bu Başbakan Adnan Menderes tarafından yalanlansa da mevcut ekonomisinin kötü sonuçları para piyasalarında görülmeye başlandı.'
- 15 Aralık 1953: 'Türk siyasi partisi tacize uğradı. Meclis, Menderes'e muhalif olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin mallarına el konulmasını onayladı.'
- 25 Nisan 1960: 'Bu ay İnönü'nün mitinglerini ordu yardımıyla durdurması karşısında durumu protesto eden askerler tutuklandı. Atatürk'ün devriminden bu yana ilk kez ordu içinde siyasi muhalefet olduğu göz önünde tutulmalı. Liberalleşme sayesinde Menderes seçimleri kazandı.

ÖZAL İÇİN HUYSUZ, KAN DAVALARI GÜDEN YAKIŞTIRMASI

- 12 Haziran 1985: 'Türkiye'de bir polis devleti oluşturabilme korkusu yaşattığını söylediler.'
- 15 Mayıs 1988: ' "Türkler Özal'ın referandumunu reddetti" başlıklı haberde istifa kampanyası başlatmıştı.'
- 9 Mart 1991: 'Türkiye'de yeni bir hanedanlık mı? Eğer öyleyse yönetilemez bir hanedanlık…' Özal ve eşi Osmanlıların modern bir versiyonu...
- 1993 yılında Özal'ın ölüm haberini ise 'Turgut Özal (66), Ankara'da vefat etti; Türkiye'nin kavgacı Cumhurbaşkanı' Haberde Özal için 'Gözlüklü, huysuz, hiddetli, iç işlerinde kişisel kan davalarını güden" gibi hakaretlerde bulunulmuştu.

ABDÜLHAMİDE OYNANAN OYUN ÖZALA OYNANAN OYUNUN AYNI OYUN BAŞBAKAN ERDOĞAN'A DA OYNANDILAR .

Sultan Abdülaziz gibi, Abdülhamit gibi halkın lehine işler yaptığı için düşmandırlar ona. Düşünebiliyor musunuz, hırsız diyor, diktatör diyor. Sen diktatöre hırsız diyebilir misin? Dersen bulursun belanı. Bu memlekette 17.500 faili meçhul cinayet var.

Bu iktidarın zamanından değil, evvelinden. Eğer Tayyip bey diktatör olsaydı Kılıçdaroğlu bir faili meçhul cinayette giderdi.

Bulurlar bir meczup, nasıl Özal'a yaptılar. Özal bunun kimin yaptığını çıkardı, söyleyemedi. Çünkü devlet içinde devlet var. İlk defa bugünkü başbakan cesaretle içindeki rakip devlete cephe aldı.

Bu sondur inşallah temizlenecek

KAYNAK: SABAH

İçimiz ne zaman karışır?


Sultan II. Mahmud döneminde Osmanlı, son derece büyük sarsıntılar geçirmiş, II. Mahmud’un veremden ölmesi sonucu, oğlu Sultan Abdülmecid tahta geçmişti...

Bu sırada Batı dünyası, İngiltere önderliğinde her fitneyi deniyor, bu serinin ilk yazısında belirttiğim “Büyük Proje” adım adım hayata geçiriyordu.

Sultan Abdülâziz, bir darbe sonucu katledildi...

Sultan V. Murad “deli” damgasıyla tahttan indirildi...

İttihad ve Terakki Cemiyeti kurulup baş döndürücü bir hızla etkisini hissettirmeye, hatta belirleyici olmaya başladı...

Sıra Abdülhamid’i denemeye gelmişti. İttihad ve Terakki Cemiyeti vasıtasıyla çeşitli pazarlıklar sonucu tahta çıkardılar. Bu, komplocuların en büyük hatası oldu: Amaçlarına ulaşmaları 33 sene gecikti.

Sultan II. Abdülhamid döneminde, İngiliz oyunu ilk kez sekteye uğrayıp durakladı. Osmanlı bir ölçüde toparlanmaya başladı.

Padişah, hilafet gücünü de kullanarak İslâm dünyası üzerindeki etkisini artırmış,Filistin’de bir Yahudi Devleti kurulmasını kesin bir dille reddetmekle kalmayıp, İngiltere vatandaşlarına ve Yahudilere toprak satışını yasaklamış, hatta bölgeyi üzerine tapulamıştı.

İngiltere’nin ise böyle bir gecikmeye tahammülü yoktu...

Padişah (Sultan Abdülâziz) katletmeyi bile göze alan fitne, bu kez Abdülhamid’i tahttan indirmeye karar verdi.

İttihad ve Terakki Cemiyeti sayesinde orduya fitne soktular. Kolağası Resneli Niyazi Bey’le Enver Bey (sonra Paşa), Sultan II. Abdülhamid’e karşı savaşmak üzere isyan edip dağa çıktılar...

Osmanlı köşe-bucak karıştı...

Ortalık karman-çorman oldu...

Ne yaptılarsa, siyaset allamesinin “idarî dehâ” olarak tescil ettiği Sultan II. Abdülhamid’i aşamadılar. Dönemin gazeteleri ile dini hassasiyetlerini kullanarak çeşitli dezenformasyonlarla Abdülhamid aleyhine yaptıkları propagandalar bile işe yaramadı.

“Diktatör” dediler tutmadı, “hırsız” dediler olmadı; nihayet “elleri kanlı katil”anlamında “Kızıl Sultan” diye saldırdılar; yine de Abdülhamid Han’ın padişahlık ve halifelik sıfatlarından beslenen iradesini aşamadılar...

Ne var ki, “İngiliz oyunu” sınır tanımıyordu: Suikastler dizisini devreye soktular. Her defasında Padişah bunlardan “kılpayı” kurtuldu. Bu kez de ordu içindeki ve Meclis-i Meb’usan’daki yandaşları vasıtasıyla “31 Mart Olayı”nı tezgâhladılar...

Bu işleri tezgâhlamak için İngiltere çok para saçtı: “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez”di.

31 Mart Olayı, Selanik (Hareket) Ordusu ve nihayet tahttan indirme operasyonu...

Abdülhamid’e tahttan indirildiğini tebliğ edecek heyette, Makedonya Risorta Mason Locası’nın kurucusu Selanik Milletvekili Emanuel Karasso Efendi (Mondros Mütarekesi sonrasında Trieste’ye yerleşti ve 1934 yılında orada öldü) isimli bir Yahudi ile bir de Ermeni milletvekili Aram Efendi vardı...

Sultan II. Abdülhamid tahttan indirildi. Padişah’ın her ihtimale karşı satın alıp üzerine tapuladığı stratejik yerler (Filistin bölgesinin Mescid-i Aksa çevresi, Musul ve Kerkük’ün petrol bölgeleri) acemi İttihadcılar tarafından tapu delinerek İngiltere’ye peşkeş çekildi...

İsrail kuruldu, Balkanlar’daki topraklar elden çıktı, Arap âlemi param parça edildi, petrol yataklarına el konuldu. Böylece İngiltere ve müttefikleri ilk büyük hedeflerine ulaşmış oldular.

Sıra en büyük hedefi vurmaya gelmişti: Müslümanların rahatça sömürülebilmesi için, bir türlü kontrol edemedikleri hilafetin artık kökünün kazınması gerekiyordu.

Sonrasını biliyorsunuz...


NOT: Tarihi olayların günlük karşılıklarını bulmayı ferasetinize bırakıyorum.

YeniAkit /

Yavuz Bahadıroğlu


Said Nursi:
Her sabah Abdülhamid'e dua ederim .


Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, her sabah Sultan Abdülhamd Han için dua ettiğini söylemişti.

Vehbi Vakkasoğlu'nun "Başkasının Günahına Ağlayan Adam" kitabında yer bilgi şöyle:

Mustafa Sungur ağabeyin Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin ağzından naklettiğine göre, Abdülhamid “Veli” idi:

“Sultan Abdülhamid, velidir. Ben, onu hususî dualarımın içine almışım. Her sabah, ‘Ya Rabbi, sen Sultan Abdülhamid Han ve Sultan Vahidüddin ve Hanedan-ı Osmaniye’den razı ol’ diye dualarımda yad ederim.”




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder